
Korean Dream
:D :D :D


Bilgiğim Korece Kelimeler
Tesadüfen bir blogda “acuşi” “oppa” ve “ hyung” kelimelerini karşılaştıran bir yazı gördüm. Ve bu bana şimdiye kadar öğrendiğim Korece kelimeleri-okunduğu şekliyle paylaşma fikrini verdi.
Kore filmlerine benden daha düşkün olan bir arkadaşım bir keresinde şöyle demişti: “Artık film izlerken bazen alt yazıya bile bakmıyorum. İstemeden Korece öğrendim. Eğer hiç alt yazı olmasa da filmin yarısını anlayabileceğimi hissediyorum.” Ben de hadi canım, o kadar da değildir diye düşünmüştüm. Ama şimdi daha çok film izledikçe ve ben de alt yazılara bakmamaya başladıkça anlıyorum ki Korece derslerine çoktan başlamışım..
Burada izlediğim az sayıdaki dizi ve filmden öğrendiğim artık benim de günlük hayatıma geçmiş olan birkaç kelimeden bahsedeceğim. Her diziden sonra mesela 2 kelime öğrendiysem 2 hafta boyunca o kelimeleri kullanıp duruyorum. Ailem ve arkadaşlarım bayılana kadar sürüyor bu. Elimde olmadan söylüyorum biraz da. Misa’dan sonra “Biane” çılgınlığı başlamıştı. Gün içinde bianeee diye bağırasım geliyordu. Annemden biane diye özür dilediğim zaman “Benden özür diliyorsun ama seni anlamıyorum ki” diyordu. İşte böyle bir durum.
Başşa!: yumruklar tokuşsun, en çok bunu seviyorum
Aja aja!: Cesaretlendirici bir söz, vazgeçme/ savaşmaya devam et! anlamına da gelebiliyor.
Muya/Muoya/Buya?: Ne dedin?
Musın sorıya/sorılha?: Neden bahsediyorsun?
Arasso?/Aracci?: Anladın mı?
Kençanayo?/Könçena?: İyi misin? –Yolda düşen birine konçenayo diyesim geliyor. Çıldırmış olmalıyım:) (Buna da
biçesso mu deniyordu:) )
Komapso/ Kamsahamnida: Teşekkür ederim. Belimden eğilerek kamsahamnidaa diye teşekkür ediyorum artık.
Mianhe/Miane/Biane: Üzgünüm
Çongmal biane: Çok özür dilerim.
Çesonghamnida/Çösonghamnida: Özür dilerim
Saranghe/Sarangheyo: Seni seviyorum. Bunu neyse ki herkes biliyor.
Whe gibi okunan bir şey: Niye
Mul : Su
Ne/Ye/Kre: Evet,tamam
Aniyo/Ani : Hayır
Pea: Majesteleri. Jumong’da “Ye, peaaaaa” demelerinden gına geldi mi, hayır.
Çoahe/Çoha: Hoşlanıyorum.
Tırogaja: İçeri geç/elim gibi bir şeyAnkora: Otur. Bu da anchora’dan geliyor olmalı.
Ottukeyo/ Ottohke: Nasıl? / Nasıl yani gibi bir şey. Şaşırınca elimizi ağzımıza götürüp ottuke dersek yanlış olmaz herhalde
Kacima: Gitme
Yobuseyo: Merhaba (telefonu açınca böyle söylüyorlar)
Anyonghaseyo: Merhaba (Bunu da izlediğim bir video’dan öğrendim. Yoon Kye Sang adında bir oyuncu İstanbul’u gezmiş, o ve ekibinin Türkiye yorumları çok komik. Zaten bizim Türklerin çekik gözlü gördüklerinde hemen fotoğraf çektirmeleri de ayrı bir muamma.)
Camkanman kidariseyo: Beni biraz bekle demek. Cümle de kurabiliyorum, 2 yaşındaki Koreli bebeklerle aynı düzeyde olmalıyım şu an :)
Gelelim hitaplara:
Oppa: Bir kızın bir erkeğe ya da sevgilisine hitap şekli.
Acuşi /Ajossi: Bir kızın saygı duyduğu bir erkeğe hitap şekli. Eun-chan sadece acuşi diyerek ağlatırdı mesela, öyle de
bir kelimedir. Bayım, efendim gibi çevirebiliriz Türkçe’ye.
Hyung: Erkeğin erkeğe hitabı, bir nevi kardeşim, yahut kanka gibi.
İgsuk hecida :Alışkın olmak
Dallacida: Değiştirmek
Geggıdhada:Temiz
Çongsohada:Temizlemek
Cunbihada:Hazırlamak
Dak Choh !:sus hani ingilizcesi şatap olan
aratta.anladım düşük düzey
Arayo:biliyorum,anladım